- Anasayfa
- Hakkımda
- Şarkı Sözleri
- Makaleler
- Bestekarlar
- Notalar
- Haberler
- Videolar
- Ziyaretçi Defteri
- Önemli Linkler
- İletişim
Yine bir gül-nihâl aldı bu gönlümü hikayesi
Makam: Rast
Bestekar: Dede Efendi
Sanatçı: Nesrin Sipahi
Güftekar: Dede Efendi
Usül: Semai

Abdülmecit Han bizim bildiğimiz imparator, diktatör, lider tipinin tam karşıtı bir kişilikti. Batı kültürüyle yetiştirilmişti. İyi Fransızca konuşur ve batı müziğinden hoşlanırdı. Babası II. Mahmut gibi yenilik yanlısı hükümdardı. Devlet idaresindeki batılaşma ve yeniliklerin musikide de yapılmasından yanaydı. Dede Efendi’den daha batılı tarzda eserler ortaya koymasını istedi.
Batı ile kültür ve müzik alış verişi etkinliğinde Fransa’dan bir grup geldi. İlk önce Fransız müzisyenler konserini verdi. Davetliler neşeli zaman geçiriyorlardı. Fakat padişah kara kara düşünüyordu. Bu anlayışla Fransızların konserinin ertesi günü Dede efendinin konseri vardı. Eğlence yerini ağır şarkılara bırakacaktı.
Bu durumu gören Sultan Abdülmecit, Dede Efendi'yi çağırdı."Bu gün yapılan eğlenceyi gördün yarın için ne düşünüyorsun? " diye sorunca,
Dede Efendi "Hiç merak etmeyin hünkârım" dedi.
Rahatsızlığı sırasında Dede Efendi’ye, diplomatik müzakereler sırasında eşlik eden Saray Tabibi Halil Bey ile Beyhan Sultan’ın yardımcısı Gülnihal Kalfa arasında bir yakınlık yaşanmaktaydı. Bu yakınlığın ilhamını konu ederek Dede Efendi işe soyunuyor.
Ertesi gün Abdülmecit 'in hiç umudu yoktu. Konserine başladı Dede bir gecede bestelediği ‘‘Yine bir gül-nihal aldı bu gönlümü’’ şarkısı vals ritimlerinle konsere başladı ve bütün davetliler zevkle dans edince Abdülmecit'in keyfi yerine gelmişti.
Yine bir gül-nihâl aldı bu gönlümü
Sîm-ten gonca-fem bî-bedel ol güzel
Âteşîn ruhleri yaktı bu gönlümü
Pür-edâ pür-cefâ pek küçük pek güzel
Görmedim kimsede böyle bir dil-rübâ
Böyle kaş böyle göz böyle el böyle yüz
Âşıkın bağrını üzmeye göz süzer
El’aman pek yaman her zaman ol güzel
“Yine bir gül fidanı beni kendine âşık etti.
O güzel gümüş tenli, gonca dudaklı ve bedelsizdir.
Ateş gibi yanakları bu gönlümü yaktı.
O güzel eda dolu, cefa dolu, pek küçük ve pek güzeldir.
Kimsede böyle bir gönül alıcılık
Böyle kaş, göz, el ve yüz görmedim.
Âşıkının kalbini üzmek için süzdüğü gözlerden illâllah!O güzel her zaman güzeldir.”
Çok Sesli Formu - Murat Karahan
André Rieu - 2014 Istanbul concert
Bu eser çok beğenildi ve Abdülmecit altınla Dede Efendi 'yi ödüllendirdi. Fakat Dede Efendi’nin hoşuna gitmedi çünkü kendisi daha çok sanat değeri taşıyan eserlerden yanaydı. Abdülmecit ise devamlılığı istiyor ve batı müziğine yakın besteler yapması için ısrarcı oluyordu. Saray zevkindeki bu gelenekten kopuş ve değişim Dede’yi memnun etmiyordu. Hatta bir gün saray bahçesinde gezerken, öğrencisi Dellalzâde İsmail’e:
‘‘İsmail, bu oyunun tadı kaçtı’’ dedi ve Padişah’dan izin alarak hacca gitti. Hacca yakın arkadaşı Zeki Mehmet Ağa, öğrencisi Dellal-zade İsmail ve Mutaf-zade Ahmet Efendi ile beraber gittiler. Orada yakalandığı koleraya yenik düşerek 29 Kasım 1846 tarihinde Mina 'da vefat etti. Mekke’de gömüldü.
Hazırlayan: Suat Yener
Her hakkı www.musikiklavuzu.net sitesine aittir. İzin alınmadan yayınlanamaz.
Link verilerek ve kaynak belirnerek izinsiz yayınlanabilinir.
01.09.2016