MUSİKİ KLAVUZU

Gönlümde açmadan solan bir gülsün

Makam: Hicaz

Bestekar: Şekip Ayhan Özışık

Sanatçı: Tuğçe Pala

Güftekar: Sadık Şendil

Usül: Düyek

1931 yılında Ankara’da doğan Şekip Ayhan Özışık, Şengül Hanım'la evlendi ve bu evlilikten Ayşen, Hakan ve Raşit adında çocukları olmuş. Daha henüz altı yaşındayken müzik dersleri almaya başlayan Özışık, ud çalmayı kendi kendine öğrendi.1958 Yılında ilk bestesi olan ve güftesi kendine ait “Belki bir sabah geleceksin” şarkısını Rast Makamında besteledi.  Eserlerinden bazıları o dönem Türk filmlerinde fon müziği olarak kullanılmıştır. Ayrıca iyi bir ud virtiozudur. Yakalandığı gırtlak kanseri nedeniyle 1981 yılında hayata gözlerini yummuştur. 

Profesyonel sanat hayatına 1953 yılında senaryo yazmakla başlayan Sadık Şendil, Türk sinemasına 200 civarında film senaryosu yazarak büyük bir katkıda bulunmuştur. İhsan Koza’nın (İhsan İpekçi) Senede Bir Gün adlı romanından etkilenerek hazin bir aşk hikâyesini güfteye dökmüş ve usta bestekâr Şekip Ayhan Özışık Hicaz makamında bestelemişti.

Aynı isimli kitapta, Nazlı ile Emin’in bir ömre yayılan ve bir türlü yaşanamayan sevdaları anlatılıyor. 

Yanbolu’da yaşayan bir ailenin kızı olan Nazlı, şehirdeki Bulgar yüzbaşı tarafından rahatsız edilmektedir. Aile bu yüzden, Nazlı’nın sevgilisi olan Emin’in yardımıyla kaçmaya karar verir. Ancak yüzbaşı adamlarıyla peşlerine düşmüştür ve Emin, sevgilisiyle ailesini kurtarmak için kendini feda etmek zorunda kalır. Nazlı, Emin’in öldüğünü düşünür. Oysa Emin yaralı olarak ele geçirilmiş ve hapse atılmıştır.

İstanbul’a giden baba Hilmi Efendi, bir süre sonra kızını evlendirmek ister. Ancak nazlı, Emin’i bir türlü unutamamaktadır. Aşkından verem olmuştur. Nazlı’nın hastalığı gitgide ilerler.

Bu sırada Emin, hapishanede tanıştığı birkaç kader ortağıyla kaçma hayalleri kurmaktadır. Emin’den umudunu kesen Nazlı, hastalığını iyileştirmeye çalışan, dahası ona âşık Doktor Fuat’la bir mantık evliliği yapar. Fuat, Nazlı’nın halen Emin’i sevdiğini bilmekte, sonsuza kadar karı-koca hayatları olmayacaksa da Nazlı’yı eş olarak istemektedir.

Ve düğün günü kaderin bir oyunu olacak ki, tam da o gün, Emin çıkagelir. Nazlı, ona ne kadar hasta olduğunu ve birkaç saat önce evlendiğini söylediğinde Emin üzülür, gitmek ister.

Ancak ayrılamazlar. Birleşemezler de. Bu imkânsızdır. O gün, senede bir gün de olsa buluşmayı ve o bir gün kimi zaman hiçbir şey konuşmadan, kimi zaman bir an bile susmadan, baş başa, göz göze, diz dize olmayı kararlaştırırlar. Ve Emin ile ölünceye kadar senede bir gün buluşurlar.

İhsan İpekçi’nin romana döktüğü bu aşk hikâyesini Sadık Şendil güfteye aldı. Usta Bestekâr Şekip Ayhan Özışık udundan çıkan nağmelerle ve süslediği notaları ile Hicaz makamında besteledi.

Gönlümde açmadan solan bir gülsün
Her zaman gamlıyım her zaman üzgün
Beklerim yolunu aylar boyunca
Yeter ki gel bana
Senede bir gün, senede bir gün

Ağarsın saçların, solsun yanağın
Adını anmaktan yansın dudağım
Bu aşka canımı adayacağım
Yeter ki gel bana
Senede bir gün, senede bir gün

Şarkı dillere destan, beyaz perdeye senaryo oldu. Bu gün hala güncelliğini ilk gün koruyor. İlk olarak sinemalarda gösterimine 1946 yılında başlanan “Senede bir gün” filminin senaryosunu İhsan İpekçi, yönetmenliğini Ferdi Tayfur ve filmin müziğini ise: Muhittin Sadak yapmıştır. Halit Akçatepe,  Hulusi Kentmen,  Şükriye Atav,  Mümtaz Ener,  Cahide Sonku,  Cahit Irgat,  Sami Ayanoğlu,  Fatma Andaç,  Galip Arcan,  Suavi Tedü rol arkadaşlığı yapmışlar. Bu film ilk “Senede bir gün” filmi oldu.

1965 yılında Ertem Eğilmez, Sadık Şendil’in senaryosunu beyaz perdeye aktardı. Münir Özkul,  Hulusi Kentmen,  Kartal Tibet,  Ali Şen,  Selda Alkor,  Hüseyin Baradan bu filmde rol aldılar.

1971 yılında yine Ertem Eğilmez, Sadık Şendil’in senaryosunda tekrar gösterime girdi. Bu defasında Kartal Tibet’in rol arkadaşı Hülya Koçyiğit oldu. Sadık Şendil bu senaryolarda yazarın İhsan İpekçi’nin aynı adlı romanından sinemaya aktarmıştır.

Hazırlayan: Suat Yener