Kemani Rıza Efendi

Kemani Rıza Efendi

Kemani Rıza Efendi’nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte takriben 1780-1782 yıllarının birinde Beşiktaş’ta doğduğu sanılıyor. Bu sebeple “Beşiktaşlı” sıfatı ile anılan Rıza Efendi’ye, uzun yıllar Üsküdar’da oturduğu için “Üsküdarlı” Rıza Efendi de denir. Sultan III. Selim’in padişahlığı sırasında Enderun’a alındı; uzun bir ömür sürerek Padişah Abdülmecit döneminde 1852 yılında öldü ve Beşiktaş’taki Yahya Efendi Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Sultan Abdülmecit’in hazinedarı Mine Seza hanımla evlendi. Bu evlilikten Ahmet, İsmail, Nihat adında üç oğlu, Fatma Zehra adında bir kız çocuğu dünyaya geldi. Oğlu Ahmet ve İsmail daha sonra Sultan Aziz’e mabeyinci olmuş; küçük oğlu Nihat Bey Keman ve Piano çalmasını öğrenmiş, Edirne’de “Maarif Memuru” iken genç yaşında ölmüştür. Kızı ise bestekâr ve devlet adamı Nevres Paşa ile evlenmiştir. Sultan Mecit zamanında bir süre “Harem-i Hümayun Fasıl Heyeti”nde “Keman Muallimliği” yaptı. Haremde çalıştığı bu gençlik yıllarında bir paşa kızı ile bir gönül macerası yaşadı. Hatta sevdiği kızın bir başkası ile evlenmesi sırasında, fasıl heyetinde görevli olduğu için, onun düğününde keman çalmak talihsizliğine uğradı.

 

Meyl edip ağyarı aldın yanına

Bî-vefa hercai yazık şânına

Âşıkın kıymak mı kasdın canına

Bî-vefa hercaim yazık şanına

 

Güfteli Hüzzam makamındaki şarkısını bu umutsuz aşkı için bestelediği söylenir.

(http://www.eksd.org.tr/bestecilerimiz/kemani_riza_efendi.php)

 

Rıza Efendi’nin asıl şöhretini, bestelediği üç saz eseri ebedileştirmiştir. Sultan II. Mahmut’un gayreti ile saraya iyice yerleşen Batı musikisi, sanatkârlarımızı az çok etkilemiştir. İşte Rıza Efendi de bu etkiden kendini kurtaramamış, nispeten Batı musikisine yakın iki makam seçerek, her iki musikinin esprisini sanatkâr ruhunda eritmiş hareketli, sanatlı, o güne kadar alışılmamış bir melodik yapı kullanarak Tahir-Buselik peşrev ve saz semaisi ile Nihavent peşrevini bestelemiştir.

Bir bestekâr olarak klasik okulun geleneklerine bağlı, sağlam yapılı, duygulu kırk kadar güzel şarkı bestelemiştir. Bunlar arasında en önde geleni bayati makamında bestelediği:

 

Ne semtden canım bu geliş, bize mi yoksa gösteriş

Canıma geçti bu reviş, kerem et bir lâhza iliş

Eski maceramı açtın, sineme yâreler saçtın

Vefasız ne çabuk kaçtın, kerem et bir lâhza iliş

”Canım, bu geliş hangi semtten? Yoksa bize gösteriş mi yapıyorsun?

Bu yürüyüş canıma işler, bir cömertlik göster de gel.

Eski maceralarımla sinemde yara açtın,

Vefasız çabuk kaçtın, bir cömertlik göster de gel”

 

Hazırlayan: Suat Yener