Artık yeşerecek bir dalım yok

Makam: Muhayyerkürdî

Bestekar: Necdet Tokatlıoğlu

Sanatçı: Nurten Demirkol

Güftekar: Türkan Ateş

Usül: Sofyan

Artık yeşerecek bir dalım yok

Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok

Bu güzel şarkının bestekârı Necdet Tokatlıoğlu, 30 Ocak 1933 tarihinde İzmir'de doğdu. Müziğe, 1948 yılında, İzmir Türk Musikisi Cemiyeti’nde başladı. 1952 yılında, İzmir Radyosu’na girdi. 1954 yılında Ankara Radyosu’nda hem ud hem de ses sanatçısı olarak çalışmaya başladı. Kendi isteğiyle emekli olduktan sonra, İstanbul'a yerleşti ve çalışmalarını burada sürdürdü.

Ud ve piyano çalan Necdet Tokatlıoğlu, yaşamının son yıllarında İstanbul Koç Allianz Korosu'nu ve adı verilen Necdet Tokatlıoğlu Kabataş Musıki Derneği korosunu çalıştırdı.

20 Mayıs 2007 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından, doğduğu yer olan Güzelbahçe Yelki'ye heykeli dikildi.

 27 Eylül 2008 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Cenazesi İzmir TRT binasının önündeki törenden sonra Yelki’de toprağa verildi.

1966 yılının sonbaharında Bestekârımız, Ankara Radyosu’nda görev yaptığı yıllarda yeni bir plak yapmak için İstanbul’a gidiyor. İşini bitirdikten sonra Ankara’ya dönmek üzere uçağa biniyor.

Uçaktaki yeri pencere kenarıdır. Üstat, pencereden baktığında dağlardaki manzarayı seyrederken, bir yanda yaprakları dökülmüş meşe ağaçları ve bir yanda yemyeşil duran çam ağaçları görünce şairlik duyguları kabarıyor. Daha önce Türkan Ateş’ten aldığı bir şiir aklına geliyor.

Artık yeşerecek bir dalım yok
Yağmurlar yağsa da hoş yağmasa da

Üç günlük ömrümü bir günde yitirdim
Yarınlar gelse de hoş gelmese de

Paydos mutluluğa paydos artık
Kaderim gülse de hoş gülmese de

 

Sonbahar gelmiş meşe ağaçları yapraklarını dökmüş, yanındaki çam ağaçları nazire yaparcasına yemyeşil kalmış. Artık yağmur yağsa da yağmasa da yaprakları ilkbahara kadar bir daha açmayacaktı. Şiiri güfteye çevirmek zor olmadı.

Sıra beste yapmaya gelmişti. Üstat, elini dizine vurarak tempo tutmaya başlamış. “B aba ba bam….” diye o kadar kendinden geçmiş ki besteyi uçakta yapıvermiş. Uçak alçalmaya başlayınca beste bitmiş bile. Yanında bir hanımefendinin oturduğu fark etmiş ve rahatsız ettiğini düşünerek özür dilemiş. Hanımefendi, sitemli bir tavırla;

“Nihayet farkına vardınız” cevabının karşılığında Üstat, şaşırmış o yıllarda görsel yayın olmadığı için kendini tanımamıştı ve kendini tanıtarak yeni bir şarkısının bestesini yaparken kendin geçtiğini söyleyerek tekrar özür dilemiş. Hanımefendi;

“Daha önce söyleseydiniz iyi olurdu. Bende yargıtayda yeni doğan bir şarkının şahidi oldum diye hava atardım” demiş.

Hanımefendi, Yargıtay üyesi imiş. (Suat Yener; Şarkıların Gözyaşları S:256, Altın Koza Yayınları 0 322 503 04 77)