Anlatılmaz Bin Dert İle

Makam: Hicaz

Bestekar: Erdoğan Yıldızel

Sanatçı: Zeki Müren

Güftekar: Mustafa Nafiz Irmak

Usül: Curcuna

Anlatılmaz Bin Dert İle

Türk Müziğinin akademik tahsilini yapmış ve konservatuar mezunu olan Udi Yıldızel, gazinolarda çalıştığı yıllarda çok güzel bir kadına gönlünü kaptırdı. Onunla evlenmek istiyordu ama kadın evliydi ve çocuğu vardı. Evlenmeleri, yuva kurmaları mümkün değildi. Karşılıklı olan aşklarının sonun hicran olduğunu biliyordu. O günkü terbiye ve kültürle bu ilişkinin evlilikle noktalanması mümkün değildi. Kadın da, genç udi de çıkmaz sokağa girmişlerdi.

Erdoğan Yıldızel, bir gece gazinodaki işinden dönmüştü. Gecenin ıssızlığında pencerenin önünde oturdu mehtapsız, yıldızsız gökyüzüne daldı. Anıları ve acıları bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyordu. Çeşme Meydanı’nın kabadayılarından dedesi Kazım Ağa ve Halk arasında ‘Menderes istimlaki’ olarak bilinen yıkımlarda kaybolan evleri, taşındıkları mahallede aşık olduğu kadın.

 Anılara daldıkça dertler dizi dizi geliyor. Önündeki Mustafa Nafiz Irmak’ın şiiri sanki kendini anlatıyordu. Önce hafiften vurdu udun tellerine, sonra yavaştan mırıldanmaya başlıyor ve bir yandan udun nağmeleri yavaş yükselmeye başlıyor. Önündeki nota defterine notaları işlemeye başlıyor ve yarım asırdan fazla sürede dilimizden düşmeyen Hicaz şarkı doğuyor.(Suat Yener; Şarkıların Gözyaşları S:287)

Anlatılmaz bin dert ile geçiyor çileli ömrüm

Bir vefâsız kederinden eriyor garip gönlüm

Şu simsiyah geceler mi acep ben mi öksüzüm
Bir vefâsız kederinden eriyor garip gönlüm

 

Hazırlayan: Suat Yener

 

 

Lütfen link verilerek veya kaynak göstererek kullanın.