Ahteri düşkün garibim, âşık-ı avareyim - Hikayesi - Notası - Videosu

Makam: Nihavend

Bestekar: Hacı Arif Bey

Sanatçı: Akşam Sefası Korosu

Güftekar: Sadi Bey

Usül: Ağır Aksak

Ahteri düşkün garibim, âşık-ı avareyim - Hikayesi - Notası - Videosu

Hacı Arif Bey Türk musikisinin en büyük bestecilerinden biridir. Klasik dönem bestecilerinin pek kullanmadıkları şarkı formuna yepyeni bir kimlik kazandırmış, bir şarkı bestecisi olarak yeni bir çığır açmıştır. Sekiz vuruşluk "Müsemmen" usulünün ardından Neo-Klasik Dönem’in başlangıcını yapmış ve "Şarkı" formuna geçmiştir. Bugüne kadar değerini yitirmeyen ve beğenilen makamlarımızdan "Kürdîlihicazkâr Makamı"nı bulmuştur.

 

Şıpsevdi bir huyu vardı bu yüzden üç defa saraydan ayrıldı. Mızıka-i Hümayun'da dördüncü kez görevlendirilen Arif Bey'e kolağası rütbesi verildi ama bu ona göre küçük bir rütbeydi. Arif Bey önceki padişahlardan gördüğü ilgiyi Abdülhamit Han’dan göremediği için huzursuz oldu. Sarayın eski canlı havası da kaybolmuştu: siyasi durum gittikçe gerginleşmekteydi.

 

Abdülhamit’ten umduğu yakınlığı göremeyen besteci, kimi zaman Zincirlikuyu’daki eve çekilerek sade bir yaşayışın verebileceği mutluluğu aradı, kimi zaman da padişahla çatışmayı göze alan davranışlarda bulundu.

Abdülhamit’in "Şu şarkıyı oku", diye verdiği bir emre karşı mabeyinciye:

“Ben onun babasından çok saygı gördüm. Bana, ‘Şu şarkıyı oku’ diye emir veremez. Sanatta padişah iradesi geçerli değildir”  cevabını vermesi üzerine, Saray’da zindana hapsedildi.

 

Elli gün sonra, Nihavent makamındaki “Ahteri düşkün garibim, âşık-ı avareyim” şarkısını besteledi.

Ahteri düşkün garibim, âşık-ı avareyim

Gün gibi deryayı aşkında gezer biçareyim

Sana kul oldum kapında gayrı kime varayım

Şivekârım sen dururken ben kime yalvarayım

Talihsiz, başıboş ve garip bir âşığım.

O kadar açık ki, sevgilinin aşk denizinde yüzen bir çaresizim.

Ey sevgili, kapında kulun oldum, başka nereye gideyim?

Sen dururken ben başka kime yalvarayım?

(http://www.devletkorosu.com/index.php/gufte-a)

 

İlk dizedeki "yıldız" anlamına gelen Farsça "ahter" kelimesi "talii düşkün" biçimine dönüştürülerek padişaha sunulmasını arkadaşı Rifat Bey’den rica etti. Rifat Bey bu şarkıyı padişahın huzurunda okudu. Padişah, Arif Bey’i afetti.

 

Hazırlayan: Suat Yener