İlk aşk ve sonrası - Lemi Atlı

İlk aşk ve sonrası - Lemi Atlı

                                              

                                         Halid Lemi Atlı

                                   İlk aşk ve sonrası

 

 

Halid Lemi Atlı 1869 yılında İstanbul'da, Üsküdar'ın Sultantepesi semtinde dünyaya geldi.

 

1888 yılında bestekarlığa başlayan Lemi Atlı musikiyi hep pratik yönden öğrendi nota bilmezdi.

Lemi Atlı, 19 yaşında iken komşusunun kızına uzaktan âşık olmuş. Duygularını ona söylemeye bir

türlü cesaret edememiş. Bir yaz günü güzel komşusunun sokaktan geçtiğini görünce, elden ayaktan

kesilmiş ve dermansız bir şekilde ağaca dayanmış. Önceden Reşit Mümtaz Paşa’nın verdiği güfteyi

hatırlayarak aşkını dile getirmek maksadıyla kız önünden geçerken;

 

Hüsnüne edvarı nazın şan senin

Bende takat kalmadı ferman senin

İhtiyarım gitti elden can senin

Bende takat kalmadı ferman senin

 

Okumuş ve oradan eve gider gitmez güfteyi Karcığar makamında bestelemiş. Bu şarkı kendisinin ilk

bestesi olmuş

 

Lemi Atlı ikinci Hicazkâr şarkının bestelenişini şöyle anlatıyor:

 

" O tarihlerde henüz yirmi iki yaşında bir delikanlı idim. Devrin Nafıa Nazırı Mahmud Celaleddin

Paşa'nın Kuzguncuk'taki yalısında yaz geceleri fasıl musikisi yapıyoruz. Paşa, ne zaman bir şarkı

güftesi hazırlatsa ertesi gün mutlaka bizi davet eder. Fakat, yalıya gelinceye kadar.

Sabredemediğinden, vapurun vükelaya ait yan kamarasına girer, hepimizi etrafına toplayarak

şarkısını yüksek sesle okurdu. "

Yine böyle bir akşamdı; Köprüden kalkan vapurda Paşa ile karşıya geçtik. 

" Gel, gel, Lemi Bey " diye yanına çağırdı; hemen koştum, yan kamaraya yerleşince , Paşa cebinden bir

kâğıt çıkararak meşhur şarkısını okumağa başladı:

 

Pembelikle imtizaç etmiş tenin

Sime ya kâfura benzer gerdenin

Ben siyah pırlanta zannettim benin

Görmedim cananım emsalin senin

 

Hicazkâr

Herkes gibi o zamanlar benim de kulağıma çalınmıştı. Paşa'nın " Canan " adındaki bir cariyesine âşık

olduğu söyleniyordu. Bu şarkıyı işte besbelli ki Canan’ı için yazmıştı. Güftenin okuması bitince

yüzüme baktı, (Haydi, Lemi Bey göreyim seni; yarına kadar bu şarkıya güzel bir beste hazırla) dedi.

Temennayı basıp ayrıldım. Ertesi güne kadar kim sabır eder ! . . Doğruca Köprü Gazinosu'na gittim. 

İki saate varmadan besteyi bitirdim. Akşam vapur dönüşü karşısına çıkıp, (Paşam, beste hazır)

deyince şaşa kaldı. Hazırladığım besteyi yan kamarada ağır ağır geçtim. Ertesi sabah bir de ne

bakayım, Paşa'nın ağası, elinde pırlantalı bir altın sigara tabakası harıl harıl beni arıyor.

Aksi gibi elimde de on para yok. Tabakayı kuyumcunun birine götürüp beş altına sattım. . "

 

Lemi atlı, gür ve etkili sesi, okuyuş edasından dolayı da "Boğaziçi Bülbülü" sıfatı ile anılırdı.

Son bestesi, sözleri Mustafa Nafiz Irmak'a ait, dörtlüğün baş harflerinin adını "Akrostiş" olarak

yazdığı şu şarkısıdır:

Leyla mı nesin? Ruhumu Mecnun’a çevirdin

Ey gonca benizlim ne çabuk kalbime girdin?

Mehtabı erittin gözünün şen seherinde

İçtim o alevden, bana sen aşkı içirdin. 

 

Lemi Atlı bir aşkının besteye alınışında şarkıya konu olmuş. Eski aşkının bir başkası ile evlenip

ondanda mutlu olmadığını duyunca dalgın dalgın giderken mırıldanmaya başlamış. Ve ortaya çok

güzel Kürdîlihicazkâr eser çıkmış.

 

Bir kendi gibi zalimi sevmiş yanıyormuş

Duydum ki beni şimdi vefasız anıyormuş

Kalbim gibi feryat ediyor sızlanıyormuş

Duydum ki beni şimdi vefasız anıyormuş

 

Şarkılarının çoğunun bir hikâyesi vardır. Bir gün Leon Hancıyan'la "Beşiktaş Muhafızı" Hasan

Paşa'nın oğlu Said Paşa'nın yalısında verilen bir yemekten sonra aynı odada misafir edilmişler. 

Lemi Atlı, Namık Kemal'i rüyasında görmüş. Şair kendisine bir hayli iltifat ettikten sonra

 "Zevkin ne ise söyle hicab eyleme benden" şiirini Manyasî-zâde Refik Bey'in bestelediğini, bir kez de

kendisinin bestelemesini istemiş. Bu iltifata çok sevinen Lemi Bey, rüyasında şiiri Nihavent

makamında bestelemiş, uyanır uyanmaz uyumakta olan Leon Hancıyan'ı kaldırarak eserini notaya

 aldırtmıştır. 

 

Zevkin ne ise söyle hicap eyleme benden

Handeler saç, bir daha gönül kâm alsın senden

Visalinle mest olan canı ayırma tenden

Handeler saç, bir daha gönül kâm alsın senden