Erol Sayan

Erol   Sayan

Erol Sayan, 1936 yılında Kastamonu'nun Araç ilçesinde doğdu. 

Kastamonu Endüstri Meslek Lisesi'ni bitirdi. 

Evli ve iki çocuk babasıdır.

 

1961 yılında Ankara Radyosu sanatçı sınavını kazandı ve çalışmalara tamburla katılmaya başladı. 

Dr. Recai Özdil ve İsmail Baha Sürelsan 'dan musiki eğitimi aldı ve akademik müzik çalışmalarına katıldı. 

1963 Yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme Hizmetleri İdaresi Yüksek İdarecilik Kursunu tamamladı. 

1964 yılına kadar Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu'ndaki öğrencilere teorik ve temel bilgiler verdi.

1967'de Ankara'nın ilk, Türkiye'nin ikinci üniversite korosunu Orta Doğu Teknik Üniversitesinde kurdu. 

Bilgisayar eşliğinde Ulusal Müziğimizin perde ve frekans hesaplarıyla ilgili bilimsel çalışmalar yaptı. 

Ulusal Müziğimizin ses sistemi, makamların oluşmasında kullanılan elemanların ve makamların anlatımı, usûl şifresi, vuruşlarda disiplin ve perde adlarının kolay anlaşılır hale getirilmesi için çalışmalar yaptı.

Musikimizdeki  "niseb-i şerifeler" (şerefli oranlar) yoluyla geliştirilecek teknikle olabileceğini buldu ve geliştirdi.

 

1974 yılında Ankara Türk Müziği Derneği 'nde hocalık yaptı

1983-84 eğitim yılında İTÜ Türk Müziği Konservatuarında repertuar dersleri vermek üzere göreve başladı. 

1985 yılında TRT'nin düzenlediği yarışmada "Ömrümüzün Baharı Birlikte Geçsin" adlı eseri ile birincilik kazanarak Asiavision  şarkı yarışmasında ülkemizi temsil etmiştir.

Ömrümüzün baharı birlikte geçsin

Sen beni sev güzelim ben seni seviyorum

Sensiz yaşayamam nefes alamam ki

Ne olur bana gel beni sev

Bil ki gül yüzlü yar sana âşık oluşum neyleyim

La li la li li la li la li li la li la li li la

Sevmeye hiç doyamam sevgilim seni

Sen bana gelmez isen ben sana geliyorum

Sensiz yaşayamam nefes alamam ki

Ne olur bana gel beni sev

Sözlerini kendisinin yazdığı Aşkefza eseri ile birincilik kazanarak 

2002 yılında ODTÜ 'de Türk Müziği dersleri vermeye başladı.

TRT repertuarında 160 civarında eseri vardır. 

İstanbul’u Artık Hiç Sevmiyorum:

Ankara Radyosu’nda çalıştığı yıllarda, Ankara Radyosu sanatçısı ile tiyatrocu Yıldırım Önal arasında geçen bir aşk öyküsünden doğan bir şarkı: “İstanbul’u artık hiç sevmiyorum” tanığı ve şarkının yaratıcısı Bestekâr Erol Sayan “İstanbul’u artık hiç sevmiyorum” sözünü, ilk kez 1964 yılının Haziran ayında duyuldu.


O yıllarda Ankara radyosunda, genç, fiziği ve sesi de çok güzel bir bayan sanatçı varmış. Yıldırım Önal ile aşk yaşamaya başlamış.  Bu yüzden ailelerinin de desteğiyle nişanlanıyorlar. Genç ve güzel sanatçımız hafta sonu olunca soluğu İstanbul’da alıyor ve İstanbul’un güzelliklerini beraber yaşıyorlar. Yıldırım Önal ile geçiriyor. Her şey çok güzel gidiyor fakat sanatçımız Yıldırım Önal’ın fazla içki içmesinden oldukça tedirgin.


Bu ortamı iyi bilen Bestekârımız Erol Sayan, her pazartesi de sabah 11.00’daki, Tambur çaldığı radyo yayınına gittiğinde radyoda bulunan sanatçımıza soruyor:

“İstanbul’dan ne haber?” 

Sanatçımsımızın mutluluk dolu mimiklerinden gelen cevap güzeldi; Yine böyle bir pazartesi günü, Üstat aynı soruyu sorunca, sanatçımız Üstadın yüzüne donuk bakıyor ve şikâyetçi bir tavırla:

“İstanbul’u artık hiç sevmiyorum” diyor.


Bu durumdan etkilenen Üstat, gece evine gidiyor ve bir samanlı kâğıt üzerine beş çizgi çekerek nota portesini yapıyor ve hemen notaları yazıyor. Üstat Erol Sayan’ın kafasında yaratmak istediği tema sanatçının İstanbul’u artık neden sevmediğini anlatacak gerekçeyi şiirsel bir ifade ile anlatmaktı. Üstat, tek mısradan ileri gidemiyordu. Yalnız o tek mısra, Rast makamına çok güzel uymuştu ve bu makamda kararlıydı.


Ertesi gün Üstat, Radyo’da Mehmet Erbulan’ı buldu ve meseleyi ona anlatıyor. O da:

 “Orda başladı aşkım, Orda oldu ayrılık, İstanbul’u sevmiyorum artık” demiş. Gece, evinde hemen notaları yazmış.

Ama kendinin tasarladığı beste: “İstanbul’u artık hiç sevmiyorum” diye başlıyor:


İstanbul’u artık hiç sevmiyorum

Orda başladı aşkım orda oldu ayrılık

Orda verdik el ele yine orda bıraktık

İstanbul’u artık hiç sevmiyorum


Seni orda tanımış seni orda sevmiştim

Çünkü orda sana ben bin ümitle gelmiştim

Aşka ihaneti ben yine orda görmüştüm

İstanbul’u artık hiç sevmiyorum


O zamanki radyo müdürü Muzaffer İlkar, bir gün Erol Sayan’ı çağırır:

“Erol’cuğum, yukarıdan aradılar. En iyisi sen şu şarkıyı İstanbul’u artık çok seviyorum şeklinde yap! Yoksa radyoda okutmam!” der.

 Fakat Erol Sayan ısrarlıdır ve besteyi değiştirmez.

Bunlar olurken, Odeon Plak şirketi, Emel Sayın’ın sesinden plak piyasaya çıkardı. Olağanüstü de bir ilgi oldu. Amacı İstanbul ile ilgili değildi, sanatta taviz vermemekti. Zira Kürdîlihicazkâr makamında bestelediği: 

Her şeyinle güzelsin, gönüllerde esersin

Kederimsin neş'emsin, sevda yolu İstanbul

Eğlence zevk, neşe hülya hayal dolu ey İstanbul

Bahçelerin çiçekli bülbüllerin benekli

Gecelerinde renkli, sevda yolu İstanbul

Eğlence zevk, neşe hülya hayal dolu ey İstanbul


Gönlümün tek sevinci, dünyamızda birinci

Eşi olmaz bir inci, cennet yolu İstanbul

Eğlence zevk, neşe hülya hayal dolu ey İstanbul

Şarkının sözlerini de kendisi yapmıştı, İstanbul sevgisini ve güzelliği anlatıyordu.

Şarkımızın kahramanı Ankara Radyosu’nun güzel yüzlü ve sesli sanatçısı, Yıldırım Önal’dan alkol yüzünden ayrılmış. Şimdi Avrupa’da ünlü bir doktorla evli olduğu söyleniyor.

Güfte Ağabeyden Beste Kardeşten

Neo-Klasik dönemin formunda kalmış fakat zengin motiflerle besteler yapmıştır. Şarkılarında bir lirik yapı olduğu görülür. Bestelerindeki coşku ve melodi zenginliği Üstadın beste anlayışını da ortaya koymaktadır. Örnek verecek olursak, Ağabeyi Muharrem Naci Sayan’ın sözlerini yazdığı Cici Kız güftesini Nihavent makamında besteleyerek gösterdi.

Işıl ışıl gözlerinde siyah saçın rengi mi var

Yoksa gizli sevda mı ne söyle bana cici kız

Sevimlisin hem de tatlı, güler yüzün ömre bedel

Sözlerimde gerçek yok mu söyle bana cici kız

Ben aşkımı sende buldum evet desen şad olurum

Naz edişin hiç bitmez mi söyle bana cici kız 

Şarkı formunda bestelediği klasik formdaki Bayati şarkısı makamının en verimli bestelerinden biridir.

Seni ne çok sevdiğimi söylesem de bilemezsin

Hatıramdan hayalini istesen de silemezsin

Öyle derin nakş etmiş ki felek seni şu gönlüme

Hatıramdan hayalini istesen de silemezsin

Saba makamında bestelediği şahaseri idialı yorumcuların vaz geçilmez şarkısı olmuştur.

Erol Sayan Mart 2014 Elif Makamı Programında bu şarkının anısını şöyle anlatmıştır

<1959 senesinde Ercan İstanbulluoğlu’nun evindeydik.Sohbet sırasında Ercan Bey:

“Saba makamında şarkı yapılamaz” deyince ben de ona:

“Bestekârın yanında böyle konuşulmaz ben yaparım” dedim.

Ercan da bana “Yap da görelim o zaman” deyince bu şarkıyı besteledim. Şarkıya dans ritmi vermek istedim o nedenle biraz hızlı icra edilmeli.>

Güle sorma, o bilmez aşkı, sevdayı, neş'eyi.

Lâleye sor, çiğdeme sor, mor menekşeye sor.

Neş'eli ol kara gözlüm, şirin sözlüm,

Gel bana, daima gül, şarkı söyle,oyna

Ne güzel de oynarsın, fıkır fıkır kaynarsın

 

Şen şakrak, hem güzelsin ateşinle yakarsın

 Müziğimize Dair

Erol Sayan, musikimize 33 makamda eserler hediye etmiştir. Şarkılarında her formda eser bulabiliriz. Musiki yelpazesi çok geniş bir bestekârımızdır. 

Erol Sayan son kitabını 2006 yılında yayınlandı: ‘Müziğimize Dair – Görüşler, Analizler, Öneriler’.

Gerçekte bu beklentiler, yazarın deyişiyle “67 çeşit müziğin kol gezdiği, kötü müziğin iyi müziği kovduğu” bir süreçte, müziğimizin sorunlarına değinmiş, pratik ve pedagojik deneyimini, akıcı bir dille ve net önerilerle, küçük hacimli fakat derin bilgiler içeren kitaba sığdırmıştır.

 Erol Sayan derin bilgi ve yüksek bestecilik yeteneğinin yanı sıra musikimizin bilimsel yapısını incelemiş ve kendisine rehber edinmiş bir kişi olarak bu politikalardaki yanlışlıkları tüm açıklığı ile kitabına aktarmış. 

Musikideki eğitim ve dinamizmin önemine her fırsatta gündeme getiren Erol Sayan, Kültür ve Turizm Bakanlığı 'nın hazırladığı Müzikte 2000 Sempozyumunda musiki eğitimi hakkında ve Sadettin Arel 'den günümüze kadar gelen eğitim sistemi hakkındaki görüşlerini şöyle aktarıyor:

 " Eğitim, eğitim ve yine eğitim. Ama hangi metotla? Eğitime kalite ve yön verecek sağlıklı bir metoda sahip olduğumuz söylenebilir mi? Teorilerin kuramsal değer taşıdığı günümüzde, neden ve niçinlerin cevapsız kaldığı bir eğitim ortamını daha ne kadar sürdüreceğiz? Bu yazdıklarım açıldıkça, ulusal müziğimize gönül vermiş her aklı başında kişinin karamsarlık içine girmesi mümkün. Sorumluluk, değişimin gereğine inanmamış ve halen eğitim kurumlarında öğretmenlik yapanlarındır."

Bu konuda Sadettin Arel gibi bilim adamları, yaşadıkları dönemde istedikleri vasıfta öğrenci bulamamaktan yakınmışlar, yazarak bu önemli boşluğu doldurmaya çalışmışlardır. Ne yazık ki, şimdi öğrencisi olduğunu iftiharla her yerde haykıranlar, onun makalelerinin onda birini bile okumadıklarını, öğretimdeki davranışlarıyla ve düşünceleriyle sergilemektedirler. Arel, bir teorisyendir. Bizler onun tamamlayıcısı olduğumuz, ondan aldıklarımıza ek bilgiler koyarak o teorileri ileriye hatırlatmalarda bulunursunuz, sonunda yalnız kaldığınızın farkına varırsınız.

Arel’in felsefesinde dinamizm vardır. Durağanlık bizi ondan uzaklaştırır. Rauf Yekta ve Dr. Suphi Ezgi arasında cereyan eden bilimsel tartışmaların, bugün niçin olmadığı sorusuna “ikisi de müziği çok iyi bilen kişilerdi, şimdi aynı seviyede bilenler yok da onun için” demek geliyor içimden. En basit konuda birileriyle (!) tartışmaya girin, bir müddet sonra moraliniz bozulur, kahrolursunuz... Öğrencilerin neler çektiği aklınıza gelir, böyle bir eğitimin dünyada bir eşinin olamayacağı düşüncesi, benliğinizde korkunç yaralar açar, üzülürsünüz. Bu böyle devam etmemeli der ve yetkililere sözlü veya yazılı çeşitli aktarabildiğimiz zaman onun öğrencisi olabiliriz. "

Eğitimsiz insanların müzik eğitimi verdiğini ve bu yüzden musikimizin kayıp olup gittiğini savunan Sayan,  hocaların tam bir bütünlük içinde aynı tez ve bilgi ile konuşabilseydi, Milli Eğitim bu güç karşısında niyetini daha hızlı uygulamaya geçirebileceğini savunmuştur.

"Yıl 1962, aylardan Aralık, günlerden Cumartesi Hocam İsmail Baha Sürelsan'ın evlerindeki musiki toplantısından birinde çalışma bitmiş ve serbest saat başlamıştı. Arkadaşlar, çeşitli bestecilerden eserleri solo olarak okudular. Daha sonra, saz çalan arkadaşlarımız bir saz eseri çalmak istediler. Hocamız, "Reşat Aysu" beyefendinin Acemaşiran saz semaisini çalalım dediler.

 

Notalar önümüze kondu. Herkes çaldı, fakat ben tamburla bir hayli güçlük çektim. Daha sonra notayı atarak eve gittiğimde orta tel vasıtasıyla çeşitli pozisyonlar bularak kolaylıkla icra eyledim.

Ertesi hafta yine serbest saatte, solo sazı eseri çalmak istediğimi söyledim ve aynı saz eserini (tambur için oldukça zordur) çaldım.

İşte o günden beri bende, Reşat Aysu'nun saz eserlerini tamburla icra etmek için çeşitli pozisyonlar bulmak hevesi doğdu.

1963 yılı sonlarında yine hocamızın evinde, söz Reşat Aysu beyefendiden açıldığı zaman, diğer saz eserlerinin notalarını görebilme imkânımın olup olmadığını sordum. Memnuniyetle Nihavent saz semaisini verdiler. Notayı aldım, evde üzerinde bir hayli çalıştım ve ezberledim. Daha sonra, Viyolonsel üstadı sayın Hüsnü Özenen 'e eseri birlikte icra etmemizi teklif ettiğimde, olumlu sonuç aldım. Kendileri uzun seneler Batı musikisi icra etmişlerdi. İki gün çalışarak, Fa anahtarı ile birlikte ince ayrım işaretleri de olan notayı Hüsnü Özenen 'e verdim.

3-4 kere çalıştık ve olduğuna kanaat getirerek stüdyo günü çok sıkışık bir saatte banda tespit ettik, yayınlandı.

Daha sonra, Dr. Zekâi Süer 'le yine Reşat Aysu Bey'in Kürdîlihicazkâr saz semaisini 20 gün devamlı çalışmak sureti ile banda tespit ettik. Her iki eser de çok beğenildi.

6 Haziran 1970 günü, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Korosu Amatör Saz Grubu ile, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi konser salonunda yine Sayın Reşat Aysu beyefendinin Ferahnak saz semaisini son derece güzel icra edildi. Dinleyiciler defalarca alkışladılar.

Ben, bizden sonra heveslenen genç tamburilerin bu tip çalışmaya gönül vermelerini beklemiştim. Bir iki kardeşimiz dışında zor eserleri yenme ve icra tutkusunda kimseyi göremedim, dinleyemedim.

Saz semaileri bestelemekte gerçekten çağının çok ilerisinde olan Sayın Reşat Aysu'ya bir sözüm var. Eserleriniz ileri tarihlerde gerçek değerini mutlaka bulacak ve gönülleri bir şelale gibi doldurarak coşturacaktır. Yeni tamburilerin hedefi, sizin eserleriniz olmaktadır

Kendilerine bol ilhamlar diler, o sihirli ellerinden kalemi ve dudaklarından eserlerini bestelemek için kullandıkları ıslığı bırakmamalarını dilerim."

 

Hazırlayan: Suat Yener

 

Kaynaklar:

 

Müziğimize Dair …….Erol Sayan

www.turkmusikisi.com/bestekarlar/erol_sayan.htm 

Müzikte 2000 Sempozyumu T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI…Erol SAYAN

www.kalan.com/scripts/album/dispalbum

Suat Yener; Şarkıların Gözyaşları S:205, Altın Koza Yayınları 0 322 503 04 77

 Türk Musiki Tarihi Ve Edebiyatı / Suat Yener Syf: 443



 

  

Erol Sayan Repertuarı


Geçen günler sevgimizi örtmüşse söyle 

Erol Sayan

Curcuna

Acem Aşıran

 Rüyada gibiyim mutlu bir kişiyim

Erol Sayan

Sofyan

Acem Aşıran

 Kendisin gizler güzel bilmem ki nemden ar eder

Dertli

Ağır Düyek

Acem Buselik

 Beni reddetse de tavrın bilirim özler için

Samim Arıksoy

Aksak

Acem Kürdı

 Gül buselerinden dökülen izlere döndüm

Samim Arıksoy

Aksak

Acem Kürdı

 Ömrümüzün baharı birlikte geçsin

Erol Sayan

Sofyan

Aşkefza

 Seni ne çok sevdiğimi söylesem de bilemezsin

Necla Gürer

Düyek

Bayati

 Bana bir aşk masalından şarkılar söyle

Erol Sayan

Müsemmen

Buselik

 Elem dolu gözlerinde manalı bir hüzün var (YEŞİL GÖZLER)

Ziya Polat

Düyek-Semai

Buselik

 Etti eser aşk canıma

Ahmet İzzet Efendi

Türk Aksağı

Buselik

 Gurbet ademden kara (YOLCU İLE ARABACI )

Faruk Nafiz Çamlıbel

Sofyan-Düyek

Buselik

 İki kızımız olsa güzelim cümle alem duyası

Samim Arıksoy

Sofyan

Buselik

 YOLCU İLE ARABACI (Gurbet ademden kara..)

Faruk Nafiz Çamlıbel

Sofyan-Düyek

Buselik

 Canın kimi isterse görüş gayrı karışmam

Enderunı Vasıf

Aksak

Evc

 Ne zaman bir güle baksam yüzün ağlar yüreğimde

Mehmet Turan Yarar

Aksak

Evcara

 Ömrümde sana geçmedi bir kere niyazım

Enderunı Vasıf

Aksak

Evcara

 Yine sensiz geldi sonbahar tanrıçam

Erol Altınok

Sofyan-Semai

Ferahnüma

 Diken vardır korumaya gülleri

Veli Bakırlı

Curcuna

Gerdaniye

 Öğretmenim

Erol Sayan

Sofyan

Gerdaniye

 Dertli ne ağlayıp gezersin burda

Yunus Emre

Sofyan

Gülizar

 Acı nedir anlardın bana şöyle bir baksan

Samim Arıksoy

Düyek

Hicaz

 Ağla gözüm artık iç dudağım hicran şerabını yudum yudum bu gece

Erol Sayan

Düyek

Hicaz

 Artık senide alsın sonbahar deli rüzgar

Erol Sayan

Sofyan

Hicaz

 Bir dünya yarattım yalnız ikimiz için 

Taner Şener

Semai

Hicaz

 Gönül vermek dillerde kolay

Erol Sayan

Aksak

Hicaz

 Kal demedim gidene kalanlar bana yetti 

Samim Arıksoy

Düyek

Hicaz

 N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlüm derd ü gamınla doldu bu gönlüm

Hacı Bayram Velı

Sofyan

Hicaz

 Ey gönül derdin nedir

Erol Sayan

Aksak

Hicazkar

 Gülerken gül açar yanaklarında

Ziya Polat

Curcuna

Hicazkar

 Yazıktır etme güzel beni incitme güzel

Samim Arıksoy

Düyek

Hicazkar

 ALİYE'M (Pınar başında çarşaf yıkar)

Erol Sayan

Sofyan

Hüseynı

 Bu sabah uğradım ben bir geline

Gültekin Yertut

Düyek

Hüseynı

 Gönüller yurdunun bahçelerinde 

Samim Arıksoy

Düyek

Hüseynı

 Kayısı pişmedi mi dibine düşmedi mi

Samim Arıksoy

Sofyan

Hüseynı

 Mevsimleri bile geri döndürsem

Mehmet Erbulan

Sofyan-Curcuna

Hüseynı

 O kız bana yanmış ben ne bilem

Erol Sayan

Yürük Semai

Hüseynı

 Pınar başında çarşaf yıkar (ALİYE'M)

Erol Sayan

Sofyan

Hüseynı

 Sen dün gece yangın gibi yandın bülbül

Samim Arıksoy

Sengin Semai

Hüseynı

 Bir hadise yok can ile canan arasında

Ümit Gürelman

Yürük Semai

Hüseynı Buselik

 Ben yolun sonuna gelmişim artık 

Mehmet Erbulan

Semai

Hüzzam

 Gidenin peşinden ah edip yanma

İlkan San

Nim Sofyan

Hüzzam

 İnan çok uğraştım unutamadım

_

Düyek

Hüzzam

 Ömrümün tadı kalmadı artık

Erol Sayan

Düyek-Semai

Hüzzam

 Senden ebedı hatıra kalb ağrısı bende 

Zahirettin Erkılıç

Aksak

Hüzzam

 Yılların susamışlığıdır içimdeki

Nafia Ersavcı

Curcuna

Hüzzam

 Yine yakmış yar mektubun ucunu

Mehmet Gökkaya

Nim Sofyan

Hüzzam

 Bir busen çok mudur bana ey melek 

Olcay Aytunca  *

Aksak

Isfahan

 Dudağından bana tattırmadı vuslat tadını 

Ali Hadi Okan (Alaiye'li)

Aksak

Karcığar

 İçtim bu gece ben hiç durmadan içtim

Erol Sayan

Düyek

Karcığar

 Ateşle yel söylesin

Erol Altınok

Düyek

Kürdı

 Bilsen neler vermek isterdim

Samim Arıksoy

Düyek

Kürdı

 Susadım gülüşüne ...

Yılmaz Topuz

Nim Sofyan

Kürdı

 Bir yaprak hayatım aşkın selinde

Ayten Baykal

Düyek-Semai

Kürdıli Hicazkar

 Gül yüzünde güller solsa ağlarım 

Erol Sayan

Aksak

Kürdıli Hicazkar

 Her şeyinle güzelsin gönüllerde gezersin

Erol Sayan

Düyek

Kürdıli Hicazkar

 Sevginin kaynağı gönül der gibi 

Samim Arıksoy

Düyek

Kürdıli Hicazkar

 Daha çok toy kulak asmaz feleğe

Samim Arıksoy

Aksak

Mahur

 Dudağımda açan gülüş senin benim ikimizin

Samim Arıksoy

Düyek

Mahur

 Hayalleri yok olmuş içinde yıllar solmuş

Turgut Yarkent

Düyek

Mahur

 Petek petek bal gibisin çiçek çiçek dal gibisin 

Ali Can (Canlı)

Sofyan

Mahur

 Sen ol dağdan esen yel

Yusuf Nevşe

Düyek

Mahur

 Zannetme melek sade gülüp neş'e verensin

Hasan Sami Bolak

Aksak

Mahur

 GÜNAH BENDE (Her halinle her şeyinle..)

Mehmet Erbulan

Aksak

Muhayyer

 Her halinle her şeyinle güzelsin (GÜNAH BENDE)

Mehmet Erbulan

Aksak

Muhayyer

 Ben çölde kalmış bir aşk-zedeyim (AŞK KERVANI) 

Erol Sayan

Sofyan

Muhayyer Kürdı

 Bir güneşe bir de sana bakamam 

Aşkın Tuna 

Aksak

Muhayyer Kürdı

 Dalar sahilde gözlerin dalgalara derin derin

Samim Arıksoy

Düyek

Muhayyer Kürdı

 En güzel olanı bugün günlerin

Samim Arıksoy

Semai

Muhayyer Kürdı

 Gönülde bu saltanat sevginle alır kanat

Atilla Barlas

Düyek

Muhayyer Kürdı

 Her tavrını her işveni sevdim senin ey afet

Reşat İnan

Aksak

Muhayyer Kürdı

 İhtiyar falcının söyledikleri bir tatlı yalanmış çıkmadı gitti

Mehmet Gökkaya

Nim Sofyan

Muhayyer Kürdı

 Kadehinde zehir olsa ben içerim bana getir

Hikmet Münir Ebcioğlu

Nim Sofyan

Muhayyer Kürdı

 Sensiz denizin tadı mı olur

Erol Sayan

Sofyan

Muhayyer Kürdı

 Yine gülşen gül için goncaya durmuş bu gece

Samim Arıksoy

Aksak

Neva

 Dinle dilber evvela baştan ne söyler perçemin

Dertli

Müsemmen

Neveser

 Asıl küreklere ağır ağır çek

Jülide Gülizar

Sofyan

Nihavend

 Bağ gölgelenir güller açar bülbül öterken

Cenap Şahabettin 

Aksak

Nihavend

 Ben sana mecburum

Atilla İlhan

Sofyan-Semai

Nihavend

 Ben seni unutmadım unutamazsın sen de

Saliha Anıl

Semai

Nihavend

 Beraber olmak için sesini duymak için

Gülay Çelikoğlu

Düyek

Nihavend

 Biliyorum bana yudum yudum zehirsin 

Vicdan Tunca

Semai-Sofyan

Nihavend

 Bilmeden üzdümse kırdımsa seni

Mehmet Erbulan

Düyek

Nihavend

 Bir gencecik güzele ben bu gönlü vermişim

Hüseyin Tansever

Sofyan

Nihavend

 Bülbül gülleri sevdi ben güzelleri(sevmek hem sevilmekmiş)

Erol Sayan

Devr-i Turan

Nihavend

 CİCİ KIZ (Işıl ışıl gözlerinde..)

Muharrem Naci Sayan

Sofyan

Nihavend

 ÇOCUKLAR SOLMASIN (Dünyamız çiçek açmaz)

Erol Altınok

Sofyan-Sem.-Düy.

Nihavend

 Dünyamız çiçek açmaz

Erol Altınok

Sofyan

Nihavend

 Gecenin tadı yok farkında mısın

Nurettin Özdemir

Sofyan

Nihavend

 Gelecektir sana bir gün deseniz bekleyemem

Samim Arıksoy

Curcuna

Nihavend

 Gördüğüm her çiçekte menekşede sen varsın 

Gültekin Yertut

Curcuna

Nihavend

 Güllerin rengine bir bak değme bülbül ağlasın

Erol Sayan

Müsemmen

Nihavend

 Hep ağlattı beni kaderim

Erol Sayan

Sofyan

Nihavend

 Hep ben kaldım rıhtımda gidene hep ben baktım

Atilla Damar

Curcuna

Nihavend

 Hep sen geleceksin diyerek boş bıraktım kalbimi

Erol Sayan

Düyek

Nihavend

 Işıl ışıl gözlerinde siyah saçın rengi mi var (CİCİ KIZ)

Muharrem Naci Sayan

Sofyan

Nihavend

 İşte şimşekler çakıyor bulutlar gümbür gümbür

Erol Sayan

Düyek

Nihavend

 Kalbe dolan o ilk bakış unutulmaz unutulmaz

Mehmet Gökkaya

Semai

Nihavend

 Sana karanfilim desem güller kıskanır

Ragıp Üner

Sofyan

Nihavend

 Sevgilim desen bana aşıkım inansana (YALVARIRIM ÜZME BENİ)

Erol Sayan

Düyek

Nihavend

 Sevmek hem sevilmekmiş dünyanın tadı(Bülbül gülleri sevdi)

Erol Sayan

Devr-i Turan

Nihavend

 SİZDEN BİRİ (Şu gönlümü yaralayan..)

İlkan San

Semai

Nihavend

 Sızıverdin içime güzel bir gözle kadın

Samim Arıksoy

Aksak

Nihavend

 Sormuştu gönül çare şu hicranıma

Samim Arıksoy

Aksak

Nihavend

 Süslen bahar dalı gibi

Erol Sayan

Lenk Fahte

Nihavend

 Şu gönlümü yaralayan bu bahtımı karalayan (SİZDEN BİRİ)

İlkan San

Semai

Nihavend

 Şu yanan bağrıma yaslan duyacaksın nesi var

Mehmet Gökkaya

Aksak

Nihavend

 UNUTULMAZ (Kalbe dolan o ilk bakış)

Mehmet Gökkaya

Semai

Nihavend

 YALVARIRIM ÜZME BENİ (Sevgilim desen bana)

Erol Sayan

Aksak

Nihavend

 Yare bir baksın ne mümkün dilde sevda olmasın

Samim Arıksoy

Ağır Aksak

Nihavend

 Yıllar geçti gelmiyorsun

Erol Sayan

Sofyan

Nihavend

 Şu yanan aşığı bir onurlandır

Samim Arıksoy

Aksak

Nikrız

 Bulmak ne uzak neş'eyi bir eski rüyayla

Samim Arıksoy

Aksak

Nişaburek

 Aldattın kalbimi sen (ZALİM KADIN)

Erol Sayan

Semai

Rast

 Anılar sussun bu gece

Erol Sayan

Sofyan

Rast

 Aşk denilen ateşe yanalım mı 

_

Sofyan

Rast

 Bir gamlı seher vakti çıkarsın yola erken

Ekrem Gürenli

Aksak

Rast

 Bu dünyanın sonu boş kalırsa viran kalır

Mehmet Erbulan

Düyek

Rast

 Cümle şarkılar yarım gözlerinde bu akşam

Halil Soyuer

Sofyan

Rast

 Demen bana demen gerçeği düşü 

Ahmet Tufan Şentürk

Düyek

Rast

 Geçsin günler haftalar aylar mevsimler yıllar 

Enis Behiç Koryürek

Semai

Rast

 İstanbul'u artık hiç sevmiyorum

Mehmet Erbulan

Düyek

Rast

 Kırda renk renk çiçek açar

Erol Sayan

Aksak

Rast

 Nerde kaldın n'eylemişsin kendine 

Samim Arıksoy

Müsemmen

Rast

 O yeşil gözlerin ömrüme bahardı (ŞEYTAN KIZ)

Erol Sayan

Düyek

Rast

 Reng-i ruhsarına gülgun dediler

Sait Efendi (Üryanizade)

Aksak

Rast

 Saçını ben bağlayıp ben açmak istiyorum

Erol Sayan

Düyek

Rast

 Senelerce evveldi bir deniz ülkesinde ...

E.Allen Poe-Melih Cevdet Anday

Düyek

Rast

 Sensiz geçen günlerde bir hoşluk var içimde 

Mehmet Erbulan

Düyek

Rast

 Sevda çiçeği gibi kalplerde geziyorsun

Vahit Özaydın

Aksak

Rast

 Sevgilim dedim inanmadın

Erol Sayan

Düyek

Rast

 Şu dünyayı taş topraktan sanıyorsan aldanırsın

Samim Arıksoy

Düyek

Rast

 Yadın akla düşende

Erol Sayan

Yürük Semai

Rast

 Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak

Yılmaz Topuz

Semai

Rast

 Neden bu hıçkırıklar bu gözyaşları niye

Taner Şener

Düyek

Rast 

 Çoktur bilirim kulluğu ıfada kusurum

Samim Arıksoy

Yürük Semai-Cur.

Saba

 Güle sorma o bilmez aşkı sevdayı neş'eyi

Erol Sayan

Düyek

Saba

 Yine özlem dolu kalbimde birikmiş acılar

Zahirettin Erkılıç

Aksak

Saba

 Açılır gonca gül yar seni sevse bülbül yar

Erol Sayan

Nim Sofyan

Segah

 Aşkın o sihirli elini hisseder gibiyim

Erol Sayan

Nim Sofyan

Segah

 Sana hasret gibiyim yansa da göğsünde başım 

Mehmet Gökkaya

Aksak

Segah

 Seni seven olmasın yüzüne bakmasınlar (BEDDUA)

Erol Sayan

Sofyan

Segah

 Dergahına vardım o keremkarı gören yok

Samim Arıksoy

Hafif

Sultanı Yegah

 Yaz mevsimidir aşka heveslendi gönlüm

Bekir Sıtkı Erdoğan

Aksak

Sultanı Yegah

 Uydum kaderin hükmüne takdıre sözüm yok

Samim Arıksoy

Hafif

Suzidilara

 Aylardır gül yüzünü göremez oldum senin

Erol Sayan

Düyek

Suznak

 Sana bağlanan gönül boş yere bekledi

Erol Sayan

Düyek

Suznak

 Kaygısız kuşlar uçar sürmeli ceylan kaçar

Samim Arıksoy

Semai-Düyek

Şevkefza

 Sen meramım sen beyanım sen ki pirayem benim

Samim Arıksoy

Devr-i Hindı-Semai

Şevkefza

 Sevilen bir yüzü toprakta hayal etmesi zor

Fuat Uluç

Aksak

Şevkefza

 Yüzü solmuş güneşin boyun bükmüş çiçekler

Samim Arıksoy

Düyek

Şevkefza

 Bıktım taşımaktan şu yanan kalbi usandım 

Mehmet Gökkaya

Aksak

Uşşak

 Dün gece ş'ol Yunus girdi rüyama (ONU GÖRDÜM)

Halil Soyuer

Düyek

Uşşak

 Mevsimler yas tutup çöller ağlasın

Mustafa Sevilen

Düyek

Uşşak

 Senden uzaklarda seni düşünsem

Mehmet Erbulan

Sofyan

Uşşak

 Tad verse de coşturmuyor ruhları (ESKİ ŞARAP ESKİ ŞARKI)

Haluk Eser

Düyek

Uşşak

 Tanrı saklasın bir gün düğüm olur nefesin titrer tükenir sesin

Güzide Taranoğlu

Sofyan

Uşşak

 Kordonboyu seyrine düştü (EFE)

Erol Sayan 

Evfer

Rast